Guşıejıxer / atasözler / proverbs Kategorisindeki Kelimeler
Hatalı bir çeviri olduğunuz düşünüyorsanız lütfen belirtiniz.
ADIǴE | TÜRKÇE |
---|---|
A ş`ağemre ş`enığemre zekoş | Maharetle bilgi kardeştir. |
A zakor, agu téweştep | Bir el alkışlayamaz |
Acalır guzajörep yićiy gujörep | Ecel ne acele eder ne de geç gelir. |
Acaliṫu zışımıaće a zeĺ`eğum ĺ`ığe xaĺh | İki ölüm olmadığına göre o bir ölüm yiğitçe olsun. |
Açem yibje, zerınağećiy zerixıjışüştep | Teke ,boynuzu takıldığında ayıramaz |
Adıǵe haćer ptaṕe yis | Çerkes misafir emin yerdedir |
Adıǵem, šıfınığe xeĺ | Çerkesde insanlık vardır |
Adıǵem, zı šıfığe kıxenejışt | Çerkesde bir insanlık kalır |
Adıǵeme yaneḣ thamıćeriy bısım | Çerkesin en fakiri de misafirperverdir |
Adıǵer guće megupşıse | Çerkes kalbi ile düşünür |
Ahıĺ be ziem ke be yiaşt | Akrabası çok olanın mezarı çok olur. |
Aḣoğum xećıre melır tığujxeme yaşxı | Sürüden ayrılanı kurt kapar |
Akçer kızdićırem meqojı | Para geldiği yere gider |
Akıl ćećır bzegu ćıh | Aklı kısa olanın dili uzun olur. |
Akıl ziam ceğoğu yiı' | Aklı olanın sevmeyenleri olur |
Akıl ziam şeığe yiı' | Aklı olanın sabrı vardır. |
Akıl ziam yibzegu ḱuwew yepxığ | Akıllı olanın dili derinden bağlıdır |
Akılım wase ğesenığem ğune yiap | Aklın bedeli, terbiyenin sınırı yoktur |
Akılım yaner gupşıs | Aklın annesi düşüncedir |
Akılımre nasıpımre zeğus | Akılla kısmet beraberdir |
Akılınçer nasıpınç | Akılsız nasipsizdir |
Akılır çıjew mapĺe | Akıl uzağa, geleceğe bakar |
Akılır çıjew mapĺe ner aş şiĺeğurem réqo | Akıl uzağa bakar,göz oraya yürür. |
Akılır meĺıho, nasıpım kéğotı | Akıl arar, kısmet bulur |
Amalınçağem xabzer yewıko | Çaresizlik adeti bozar. |
Anem peṫısharem wıćeharepsı ğogum téharem wıćehajı | Sofraya oturana yetişemesin, yola çıkana yetişirsin |
Aner, ya neḣıj | Yemek masası, hepsinden yaşlıdır |
Apitfır zegohası abjıb meḣu | Beş parmak birleşir avuç olur |
Apsış'er, apsı nıkoće maşxe | Tabak yapan,yarım tabakta yer |
Arğoyir šıqu ded, aslanım yiĺ ćéşü neḣ | Sivrisinek çok küçüktür ama aslanın kanını emer |
Arğoyir wedı şü'še pedıd wedıjıye thamıć thaqumaćem zıxése, weseps kéxıme memexı he xınığom mayte, meku onığom metecı | Sivrisinek zayıf, küçük zavallı, kulakları iğveler, kırağı inince bayılır, arpa zamaı balta, otlar yeşerince faaldir |
Arkınće yemılıçır kawbıtı | Kement ile yılkıyı yakalarlar |
Armeğum yiğeṫısıre çıǵır meğu | Beceriksizin diktiği ağaç kurur. |
Aşe değur ğuseşüı | İyi silah iyi arkadaştır |
Aşem wıfemıazeme, şıbzem zıfeğeaz ! | Silaha yatkın değilsen, çalışmaya yönel |
Aşer cegoáĺep | Silah oyuncak değildir. |
Atakećere fıće ṕastere | Taze horozla, darı pastası. |
Ate mılḱur bın ğeqod | Baba mirası haneyi bozar |
Ayer zımışxığem aşüır yiş'erep | Kötüyü yemeyen, tatlıyı bilmez |
Azem mezaxe yiap | Usta için karanlık yoktur. |
Azem zewıje yiblağ | Ustanın herkes dostudur |
Bacem tığujipĺ'ı yeğaṕše | Tilki dört kurdu aldatır. |
Bacem yaneh uşır bım şawbıtı | En kurnaz tilkiyi ininde yakalarlar |
Bacem yişö yipiy | Tilkinin düşmanı kürküdür |
Bajö nehiy ğebejü' | Çoğalmak yerine, çoğalt. |
Bane zıdeşımıem ğaş`e şıep | Mücadele olmayan yerde hayat olmaz. |
Bao neḣıy baş'e | Çok laftan ziyade, çok iş |
Bayim cenaće kızşiĺeme “mafe pfeḣu`” rao, thamıćem kızşiĺeme “te kipxığ” rao | Zengin yeni elbise giyince “hayırlı olsun”, fakir giyerse “nereden buldun” derler. |
Bayim fethawısxere be | Zenginin taziyecisi çok olur |
Bayim yiguşü`ağor mılḱu, thamıćem bını | Zengini mal, fakiri evlat sevindirir. |
Bayiy zışıbem thamećeriy be | Zenginin çok olduğu yerde fakir çok olur |
Be şxerer ha şxaṕe yeqodejı | Obur insan en sonunda it yalağında ölür. |
Be zığeş'ağe nahiy be zıĺeğuğ | Çok yaşayandan ziyade çok gören. |
Be zığeş'ağe nehiy, be zıĺeğuğe | Çok yaşayan değil çok gören |
Be zıorem neḣıy, be zışı' | Çok konuşandan ziyade, çok bilen |
Begum ḱoreşü' kıtéćağ | Yara üstüne çıban çıktı. |
Bemıo beşı' | Çok konuşmayan, çok iş yapar |
Ben deĺımre, yamıwıbıremre zefed | Mezarda yatanla, çekiştirilmeyen benzerdir |
Ber zédéame ćır kağeḣıye | Çok kişi beraber omuzlarsa yeri oynatır. |
Bere dao | Çok dinle |
Bere wıĺfeme, bere wığın | Çok doğurursan çok ağlarsın |
Beşxır nasıpınç | Obur nasipsizdir |
bıbıre arğoyim cane şéĺe | fazla göz açık |
Bılım nehiy akıl | Maldan ziyade akıl |
Bılımım dimışexırer ĺ`ı şıpk | Mülkün şımartmadığı erkektir. |
Bılımım, yiacal zıyer arı | Hayvanın eceli ,sahibindendir |
Bılımır ziyem femıdeme haram | Mal sahibine benzemezse haram sayılır. |
Bın zıṕurer bın yiwas | Aile yetiştiren, aile kadar değerlidir |
Bınım maşü'em wıxişeşt | Evlat ateşe sürükler |
Bınım, maşü'em wıxişeşt | Evlat ateşin içine çeker |
Bısım femıfır, deqoáte ćıh | Tembel ev sahibi uzun uğurlayıcıdır |
Bısımgoáşem yićaser, bınım yiçeş'us | Evin hanımının sevdiği ailenin sevdiği yemektir |
Bjaḣo değur, bje ğebağu' | İyi arıcının arıları çok üreme yapar |
Bjıha baźer śekeriy | Güz sineği ısırgandır |
Bjıha maşü'er aşüı | Güz ateşi hoştur |
Blağe déle nehıriy, gubzığe piy | Deli hısımdan ziyade, akıllı düşman |
Blağe ṕığınıre ćenće ṕığınıre zefed. | Akraba ile yumurtayı taşımak aynı şeydir. |
Blağe zépşenıriy piy zépşenıriy zı | Dost idare etmekle düşman idare etmek birdir |
Blaner zışaĺfırem yequjı | Ceylan doğduğu yere geri döner |
Bler zewağer, ćapsem şeşıne | Yılanın ısırdığı kişi ipten korkar |
Blımxeriy, waxehame ketecıx | Hayvanlar bile , içlerine girersen ayağa kalkarlar |
Bzace bayim nehiy, thamıće kabzer nehışüı' | Arsız zenginden, efendi fakir daha iyidir. |
Bzace ğusem, mıse wéş'ı | Yaramaz arkadaş , terbiyesiz yapar |
Bzacem mezaxer yiblağ | Arsızın dostu karanlıktır. |
Bzacem şüır dewıneḣu | Kötünün yanında iyide mavolur |
Bzacem wiće yiwbıtıme, pıwıpćiy ćeź | Yaramaz kuyruğunu tutarsa, keste at |
Bzacer zıxeharer yeğewşörećı | Yaramaz girdiği şeyi dağıtır |
Bze thamıće şıap zımış'erer arı thamıćer | Fakir dil yoktur, bilmeyen fakirdir |
Bze zimıem ĺepk yiap | Dili olmayanın soyu yoktur |
Bzecaş`em mezaxer yiblağ | Karanlık kötünün ahbabıdır. |
Bzeguhar bzeguibl | Laf taşıyan, yedi dillidir |
Bzegur sew yixığ | Dil kınsız kılıç gibidir |
Bzem piwıpćıre ćıjırep | Dilin kestiği iyileşmez |
Bzer ĺepkım yips | Dil, ırkın canıdır |
Bzıĺfığe zıdeşısım çate şıraxırep | Kadının olduğu yerde kılıç çekilmez. |
Bzıĺfığe zidimıs huĺfığere zane zimığuse sabıyire zefed | Kadınsız erkek, annesiz çocuk gibidir |
Bzıĺfığem yapere sabıyim gumećır kıdéĺfı | Kadın ilk çocuğuyla birlikte sıkıntıyı da doğurur |
Bzıw šıqur, bzıw yinım yenekokugore zızegütḣıjığ | Küçük kuş, büyük kuşla yarışırkan , kendini parçaladı |
Bzıwır yiḱup debıbı | Kuş, kuş sürüsüyle uçar |
Bzıwıriy yinabğo şıĺ`ıḣuj | Kuş bile yuvasında yiğittir. |
Bzıwśıfım maşü'e xebğebıĺhan pĺećıştep | Pamukta ateş saklayamazsın. |
Ćale p'ow wéwıpćıjın kemığan | Çocuk deyip sormamazlık yapma |
Ćale zıṕurem, ćale wase xećı | Çocuk büyüten çocuk değeri kadar yıpranır |
Ćale zimıar fal'e ziar yeğaĺ'e | Çocuğu olmayan özler, olanı da eziyetçeker |
Ćaler değume, nıseriy değu | Oğul iyiyse, gelinde iyi |
Ćaler oáftiy, yiwıjı yihaj | Çocuğa iş buyur arkasından git |
Cane mılajere gopeğu mıotejıre şıep | Eskimeyen fistanla, bitmeyen dert yoktur |
Ćaqor ĺ`ım yiwın | Yamçı erkeğin evidir. |
Ceğoğur ğotığoşüı, blağer ğotığoáy | Düşmanı bulmak kolay, dostu bulmak zor |
Ceğoğure ćeseğure zimıa şıap | Sevmeyeni de, seveni de olmayan yoktur. |
Ćelešıqur zıp'oáfterem wéoftejı | Çocuğu iş yaptırmak için gönderdiğin yere, senide gönderir. |
Cendırem wıfemıdehaşx, weriy wıcendınće ḣun | Tökezleyene gülme, senin de tökezleyeceğin olur |
Ćepseşxom, yihırer, ćepsejıyem, kéhıjı | Urganın götürdüğünü, iplik getirir |
Ćer kaqo jır meqojı | Genç gelir, yaşlı gider |
Çatem piwıpćıre mećıjı jem piwıpćıre ćıjırep | Kılıcın kestiği , yeniden iyileşir. dilin kestiği iyileşmez |
Çetıjıye mıwıçü’ psıjö xapć | Yerinde duramayan civciv, kaynar suya atlar |
Çetıjıye paser meĺaye, çetıjıye ćaser bğem yehı | Erken civciv tüner,geç civcivi kartal kapar |
Çetım neḣıy ćenćer neh uş | Yumurta tavuktan akıllıdır |
Çetım nehiy çetıjıyer neh uş | Civciv, tavuktan akıllıdır |
Çetım yihayiy yiğuthiy, zexet | Tavuğun dışkısı ile sidiği iç içe |
Çetıw zerımısım śığo şecegu | Kedinin olmadığı yerede, fare oynar. |
Çetıwım yiguşü'ağo, śığom yiguağu' | Kedinin sevinci , farenin üzüntüsüdür |
Çetıwır, śığoće ĺ'ıḣuj | Kedi, fareye göre kabadayıdır |
Çıǵ zakor jım şeşıne | Yalnız ağaç, rüzgardan korkar |
Çıǵ zakor mezım şeşıne | Tek ağaç ormandan korkar |
Çıjer zıĺeğurer gupsefışürep | Geleceği gören, rahat edemez |
Çılem yideğu nehiy, we widey | Elin iyisinden çok , senin kötün evladır |
Çır šınew wıfe, ćaler šıqow ğase | Dalı yaşken eğ, çocuğu küçükken eğit |
Çırem wéğeçırejı | Çalıştırdığın seni çalıştırır |
Çıyerem wes kıtése çırem wéğeçırejı | Üstü açık uyuyanın üzerine kar yağar |
Çızew wımıwfeme pçeğu zıḣuće fewfejıştep | İnce dal iken eğmezsen kalınlaşınca eğemezsin |
Çöábzem wıfemıazeme, şabzem wıfereaz | Sabana elin yakışmıyorsa,okta ustalaşmalısın |
Çü beme yaxetır, çü şüı meḣu | Öküz sürüsünde yetişen, iyi öküz olur |
Çü bjane tıriwıtışüştep | Hiçbir şey beceremez |
Çü ḣuştır şıqew keweş'e | Öküz olacak ,buzağı iken bilinir |
Çü zexetı şqe xećırep | Öküz sürüsünden buzağı çıkmaz |
Çü zimıem şıqe ćéş'e | Öküzü olmayan çifte dana koşar |
Çübje téwıtın | Pot kırmak |
Çübje zerınağer zerixışünep | Takılan öküz boynuzunu ayıramaz |
Çübjem tés baźemiy, «tejö» yioáğ | Öküz boynuzundaki sinek de "çift sürüyoruz" der |
Çüjım yimefapće, çüće yiwas | Yaşlı öküzün yevmiyesi bir tosuna bedeldir. |
Çüm yibjako şü'ehıĺep | Öküze buynuzu yük gelmez |
Çündıjım, yişır şü'edax | Kargaya yavrusu güzeldir |
Çüriy qoćeşxu' kawbıtı ćaş'e neh | Öküz de kuvvetlidir ama çifte koşarlar |
Daće zımış'erem, yiudane ćehı meḣu | Dikiş bilmeyenin ipliği uzun olur |
Daxe nehiy ş'ıćaşüı', aşüı nehiy guahı | Güzelden ziyade iyi huy, tatlıdan ziyade mayhoş |
Daxe zıore nehiy, daxe zış'ere | Ağzı laf yapandan, eli iş yapan evladır |
Daxeće kemıḣurer ayeće keḣuştep | İyilikle olmayan, kötülükle olmaz |
Daxem daxer yipeğoć | Güzeli güzel karşılar |
Daxem şıexew wézeşı, xabze daxe ziam wézeşırep | Güzelden çabuk usanırsın,güzel huyludan asla |
Daxem ziğepaǵeme pıwıtı meḣu | Güzel kibirlenince değerini yitirir |
Daxer kızemıqu şıap | İyilik her yere yakışır |
Daxer zığedaxerer şen dax | Güzeli güzelleştiren güzel huydur |
Daxer, kızemıqu' şıap | Güzelin yakışmadığı yoktur |
Deabayiy yet, yeabexiy kaşe | Üste uzanda ver, aşağıya uzan al (gelin alma için) |
Degum yion yeğotı, neşüm yiğotıre yekuzı | Sağır söyleyecek söz bulur, kör bulduğuna sarılır |
Degur beğaş'e | Sağır uzun ömürlüdür |
Déle blağe nehiy akıl zia piy | Deli dosttan akılllı düşman iyidir |
Délem kolenır yićas | Deli karışık rengi sever |
Délem wemıwıpćew yikebar kıwéo | Deliıe sormadan haberlerini söyler |
Délem wémıwıpćew yikebar kıwéo | Deliye sormadan kendi haberini söyler |
Delem wıripşın nehiy akılım wıripşıĺ'ıme nehışüı' | Delinin beyi olacağına, aklın kölesi olmak iyidir |
Délem xifırterer xéfırte | Deli bellediğini beller |
Délem yimısağe yiğuse tıréĺha | Deli kabahatini arkadaşına yükler |
Délem zıdemışı' | Deliye uyma |
Délem zıdemışı' wızpişen bzacem zıdemışı' wızxişen | Deliye uyma kendine çeker, arsıza uyma kendine uydurur |
Délem, wipao yetiy bleć | Deliye şapkanı verde geç |
Déler dehaşxırıy | Deli gülmekten hoşlanır |
Déler halıjö, ćenešı | Deli, halüje hayal eder |
Déler halıjöm ćenešıze, hantḣupsım xenığ | Deli halüjü beklerken, çorbadan olur |
Déler pşeğu wımışı' | Deliyi arkadaş edinme |
Déler şhaşıtḣuj | Deli övüngeç |
Déler yibılım peşxı | Deli hayvanıyla güler |
Déler zereğapšere hamšiy halığu | Deli çavdar ekmeği ile kandırırlar |
Déleriy kemıguşıere uş | Deli konuşuncaya kadar akılı zannedilir |
Dey lıye meḣu nah, değu lıye ḣurep | Kötülüğün fazlası olur, iyiliğin olmaz. |
Deyı pş’ew şüı wışımıguğ | Kötü yapıp iyiyi umma |
Dıcır zımış'erem aşüır yiş'erep | Acıyı bilmeyen tatlıyı bilmez |
Dışer kızşıćaxıremiy şıĺaṕ | Altın çıkarıldığı yerde de pahalıdır. |
Dışer yia kıpezı | Elinden herşey geliyor |
Dunaye tétıćer yipsewıć | Dünyada kalışı ,yaşantısı |
Dunayer çezıw çezıw | Dünyada, yaşam sıra, sırasıyla |
dunayer kéğedeojı | yaygara yapıyor. |
dunayer yeğebeźejı | çok bağırıp çağırıyor. sanki kıyamet kopuyor. |
dunayer yilıjışt fed | çok hırslı |
Femıfım of pstewriy şü'ehıĺ | Tembele her iş zor gelir. |
Femışöáşer hıĺe | Hak etmediğin, yüktür |
Goşaqor ahanç | Pay eden paysız kalır |
Gu stırem uğo kıpıćırep | Yanan kalpten duman çıkmaz |
Guarer, yiaşha yeśekejı | Telaşlanan, kolunu ısırır |
Gubğem wışımıkerabğ, wınem wışımıĺ'ıḣuj | Dışarda korkaklık evde erkeklik taslama |
Gubjığer akıl nıku' | Öfkeli olan yarım akıllıdır |
Gubjığer, akıl nıku' | Hidedetli kişi, yarım akıldır |
Gućeğu zimıam gupıć yiaştep | Acıması olmayan cömert değildir |
Guğer ğaş'e ćıh | Umut uzun ömürlüdür |
Guğer ğaş'em yikoş | Umut yaşamın kardeşidir |
Guğu zımıĺeğurem tınçınığo yiş'eştep | Dert görmeyen rahatlığı bilmez |
Gukawe ziar guşıal begu ziar ṫeḣoáĺ | Derdi olan konuşur, uyuz olan kaşınır |
Gum pćırer pećejı | Kalpten kopan, yerine gelir |
Gum rihırer daxe | Kalbin beğendiği güzeldir |
Gum yićaser nem şü'edax | Kalbin sevdiğini, göz beğenir |
Gum yiĺağo ĺer ćeharep | Kalbin görüşüne ayak yetişemiz |
Gum yimıĺır ĺem yiğaqorep | Kalpte olmayanı, ayak taşımaz |
Gumre gumre ĺağo zefıraı' | Kalple kalp gönül birliği içindedir |
Gupıć ziğaı'. zıgorem, zıpepş'ıjew sedake wımıt | Cömert ol, birisini taklit edip sadaka verme |
Guqodıpxer wıneḣuğeguş | Ümitsiz çabuk yıpranır |
Gur jı ḣurep | Kalp eskimez |
Gur mığeme nem neps kıćećıştep | Kalp ağlamasa gözden yaş gelmez |
Gur zıdaqorem şham xéşıjı | Kalbi gittiği yerden akıl çıkartır |
Gur zıdeşıem ner meabe | Göz kalbin olduğu yere uzanır. |
Gure gure ĺağo zıfraı' | Kalb kalbe karşı |
Gure, abjanere jı ḣurep | Kalp ve tırnak yaşlanmaz |
Guşıa daxer şöwım neḣiy neḣ aşüı | Tatlı söz, baldan tatlıdır |
Guşıe daxem ğućır kéğeşı | Güzel söz demiri eğer |
Guşıe daxem wase yiap | Güzel söze paha biçilmez |
Guşıe daxem, bler ğoánem kıréşı | Güzel söz yılanı deliğinden çıkarır |
Guşıećayem jake qoćayem ĺaşe wéş'ı | Zor konuşmak yamuk ağız, zor yürümek topal yapar |
Guşıem guşıe kéĺfı | Laf lafı açar |
Guşıer be p’ome şüme şewı | Çok laf söylersen bıktırr |
Guşıer be ṕ'ome me şewı | Sözü çok söylersen kokar |
Guşıer pṫupşıme, arken ćeĺımıdzıj | Sözü başıboş bıraktıktan sonra arkasından kement atma. |
Guşıer wıwṫupşıme, arken ćelımźıj | Sözü söyledikten sonra arkasından kement atma |
Guşıerıyem yedeuğoáy | Gevezeyi dinlemek zordur |
Guxaḣor će guxećır jı | Kalp hoşnutluğu genç,kalp kırgınlığı yaşlıdır |
Guzejöápxer şıexew jı meḣu | Aceleci çabuk yaşlanır |
Ğablem blağer pşéğeğupşe | Kıtlık, dostu unutturur |
Ğablem kıxećıjığe fedew maşxe | Açlıktan çıkmış gibi yiyor |
Ğaş'e zıfaorer; ğogrıqom zı çıǵ jawım, zışiğepsefırem fedize ćaḱo | Ömür denen şey,yolcunun ağaç gölgesinde dinlenmesi kadar kısadır. |
Ğaş'er téwıçöğu' téwıçöğu' | Yaşam, etap etapdır |
Ğemafem wımıwğoyirer ćımafem bğotıjıştep | Yazın toplamadığını kışın bulamazsın |
Ğemafem zışha kijüćırem ćımafem yişıwan kéjüćı | Yazın başı kaynayanın kışın kazanı kaynar |
Ğemafer thamıćem yicenet | Yaz fakirin cennetidir. |
Ğeşxenım şöwı kıxećı | İkram etmek bal gibi |
Ğogu téharer ğogu kıténerep | Yola çıkan yolda kalmaz |
Ğomıĺaṕem yeaz, ğomıĺaćem yezaw | İlk yiyeceğine itina et, son yiyeceğine dikkat et |
Ğuć kale ziar ğuć maste şeće | Demirden kalesi olan ,demir iğneye muhtaç olur |
Ğuć wınemiy ğućıne yişıćağ | Demirden evinde olsa çiviye ihtiyaç duyarsın |
Ğućıriy melaje | Demirde aşınır |
Ğuneğur piy yaş'ırep | Komşu ile küs olunmaz |
Ğuse déyıre aşe déyıre zefed | Kötü yoldaş ile kötü silah aynıdır. |
ğuthıy ğoĺıj | olan oldu, beklenen sonuç |
Ha neşü ğogu riğaqorep | Kör köpeği de yolda yürütmez |
Haćaṕe wışıame kıpfaş'erer wiwınaşö | Misafirlikteysen yapılan sana yakışandır |
Haćaṕer değumiy wiwıne fedew ḣurep | Misafirhane iyiyse de , evin gibi olmaz |
Hacaşö şıpker hakurep šıf şıpker šašerep | Gerçek tazı havlamaz, gerçek insan çekişmez |
Haće bzacer, bısım nepetéx | Yaramaz misafir, ev sahibin mahçup eder |
Haće déler bğelıbeşx | Edepsiz misafir, tavuğun göğsünü yer |
Haće şhazem bısımır yehaće | Akılsız misafir, ev sahibini ağırlar |
Haćem keqonır yiof qojınır bısımım yiof | Gelmek misafirin, göndermek ev sahibinin işidir |
Haćem nasıpır kıdaqo | Misafir kısmet ile gelir |
Haćem yemıtırer şeytan us | Misafire ikram etmediğin şeytanın hakkıdır |
Haćer bısımım yiğer | Ev sahibi misafirin hizmetkarıdır |
Haćer çeşiş ḣume, bısımım şış meḣujı | Üç geceyi geçen misafir ev sahibinden sayılır |
Haćer şxağeme pçeblem yepĺı | Misafirin karnı doyduysa gözü kapıda olur |
Haćer, yişxıştım neḣıy, bısımım yinaxe yepĺı | Misafir yiyeceğinden çok, ev sahibinin yüzüne bakar |
Haçüyem wıfaye ḣume, ĺaṕe meḣu | Köpek dışkısı lazım olunca kıymete biner |
Hafır hafew wımıtıj | Emaneti, emanet verme |
Ham fedew wılejen, pşım fedew wışxejın | Köpek gibi çalışırsan, bey gibi yersin |
Ham hatır yimıamiy, zıyem hatır yiı' | Köpeğin hatırı yoksa , sahibinin var |
Ham kiĺfığer, šıfı ḣurep | Köpeğin doğurduğu insan olmaz |
Ham kupşhaće wéweme yil wızırep | Köpeğe kemikle vursan canı yanmaz |
Ham śı yişxiy paśe kišıjığ | Köpek yün yedi keçe çıkarttı |
Ham yeptıme yişxırep psım xabźeme yihırep | Köpeğe versen yemez, suya atsan götürmez |
Ham yiće wıtéwıçöme kośake | Köpeğin kuyruğuna basarsan ısırır |
Ham yigubj, kom tıréĺha | Köpek kızgınlığını, domuza yükler |
Hame tétığom ğable şıap | Harman zamanı kıtlık olmaz. |
Hanṫarkoxeme wered kaome ğemaf | Kurbağalar öterse yaz geldi demektir. |
Hantḣupsım, fıguće kıxinerep | Çorbada darı tanesi bırakmıyor |
Har zemıĺenım sıriğeĺağ | Köpeğin atlamayacağı hendekten atlattı |
Hasem wıjı zimıam hamem nape şıriaştep | Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz |
Ḣon daxe şıep | Küfürün güzeli yoktur |
Ḣun zaće, zı nebǵırem kiğotırep | Bütün olacakları bir kişi bulamaz |
Ḣupḣer ḣopsağo | Terbiyeliye imrenilir |
İṫuće wia zıwbıtırem waćıbće be şéojı | İki eli tokalaşan arkandan çok konuşur. |
Jeće mayıse aće semegu | Lafta hızlı, işte gevşek |
Jer şham yiĺıqu' | Dil düşüncenin elçisidir |
Jew ketecıremre, ćalew kezışağemre ćeğojırep | Erken kalkanla, genç evlenen pişman olmaz |
Jı değu zıdeşımıam jeće mayıs aće semegu' će değu şıap | İyi yaşlının olmadığı yerde iyi genç olmaz |
Jı ḣurer gumax | İhtiyarlayan yufka yüreklidir |
Jı ḣurer sabiy fede meḣujı | İhtiyarlayan çocuklaşır |
Jı ḣurer sabiy meḣujı | İhtiyarlayan çocuklaşır |
Jı wimıame će wiaştep | Yaşlın yoksa gencin olmaz |
Jıbğe kémıpşew kure sısırep | Rüzgar esmeden çer-çöp sallanmaz |
Jım kihırer psım yehıjı | Rüzgarın getirdiğini su götürür. |
Jım şıtḣuy ćer kaşte | Yaşlıyı öv, genci tercih et |
Jım yiguşıe nıbjıćem yiakıl téqo | Yaşlının sözü gencin aklını yener. |
Jınığem acıriy kıxećışt | İhtiyarlık çok şeye gebe |
Jınığo tḣağo şıap | Mutlu yaşlılık yoktur |
Jır kebar oát ćaler otejaqu' | İhtiyar haber söyler, çocuk yayar |
Jır şhawkoriy, caler ceguriy | Yaşlı uyklar, çocuklar oynar |
Kamzegum ḱu yeğewşörećı | Karınca araba devirir |
Keğaziy ğezejiy yiap | Dönmeside, geri gitmesi yok |
Kéjećayer qodıjćay | Zor ortaya çıkan, zor kaybolur |
Kejınıgur ĺ'enıgu | Kusma istemi,ölüm gibidir |
Kejınıgur, ĺ'enığem fed | Bulantı ölüm gibidir |
Kemıćığe ḱoándem, thaqumćıha xes | Yetişmemiş makilikte tavşan var |
Kemıĺfığe wémıc tecıriy psı yeşü' | Doğurmadığından su isteme, kalkta kendin iç |
Keqoáće zımış'erem, qojıće yiş'erep | Gelmesini bilmeyen, gitmesini bilmez |
Keqoğoşüır, qojığoşüı' | İyi (kolay) gelen, iyi gider |
Kerabğer koşće ĺ`ıḣuj | Korkak kardeşine yiğitlenir. |
Kerabğer yinıbjıku şeşınejı | Korkak gölgesinden çekinir |
Kerabğer zawer yamıwxıze wınem meqojı | Korkak savaş bitmeden evine döner. |
Kerabğer, kurew sısırem şeşıne | Korkak sallanan çöpten korkar |
Çepḣ kémıxew wes késırep | Kırağı düşmeden kar yağmaz |
Kıwacerem dej kıweweştmiy qo | Seni çağıranın yanına sana vuracaksa da git |
Kıwawerem wéwejışt | Sana vurana vuracaksın |
Kızşıḣuğer zımış'erem, zışıḣuştır yiş'eştep | Nerede doğduğunu bilmeyen, nerede olacağını bilmez |
Kiorem ćere şhare yiap | Söylediğinin aslı astarı yok |
Ko bzacem yate ḣon kıféhı | Yaramaz oğul babasına küfür ettirir |
Ko bzacer wınağo ğeqod | Kötü oğul yuvayı yıkar |
Ko değumiy wıfemlaj, ko bzacemiy wıfemlaj | İyi çocuk içinde kötü çocuk içinde çalışma |
Ko dey nehiy nıse değu' | İyi gelin , kötü oğuldan iyidir |
Ko zakore ne zakore | Tek çocuk, tek göz gibidir |
Kobenırem wémızewej ze koáwerem ṫo yewej | Seninle güreşenle kavga etme, bir vurana iki kere vur |
Kolay zimıam acalır yiah | Kolayı olmayanın ecel nasibidir |
Kom yine neşümiy, yane psewew yeĺeğu | Oğul körse de annesi sağlam görür |
Kom yipse nım yićiy | Oğulun canı, annenin çığlığı |
Kor kom fed pḣur tḣum fed | Oğul domuz gibi, kız tereyağı gibidir |
Kor kupşham fed, ḣurıĺfır ḱušım fed | Oğul kemik gibidir, torun ilik gibi |
Kor naṕo, pḣur napśe | Oğul yüz, kız kaştır |
Kor wınem yi pkew pḣur wınem yi ćerać | Oğlan evin direği kız evin süsüdür |
Kor yinı mıḣow tır ğer ḣurep | Oğul büyümeden baba sefil olmaz |
Koş ceğoğu nahriy nıbceğu halel | Kötü kadeşten ziyade candan arkadaş |
Ḱoşırem şiz xećı | Göç eden, çok kaybeder |
Ḱupće neć, ćışö lıd | İçi boş öz, parlak ten |
Ḱur yamıwnećew, çüm ziğepsefırep | Araba boşaltılmadan öküz dinlenmez |
Ḱuśer téwçöğu' téwçöğu' | Araba dişleri, etap, etap |
Kuteğoşüı şhaće ş'ıjığoşü'ep | Kırmak kolay fakat onarmak kolay değildir |
Ḱuwe hawe zışıbem akılır şımać | Gürültü patırtının olduğu yerde akıl azdır |
Ĺ`enığem wışıştew piyım wıtéqoştep | Ölümden korkan düşmanını yenemez. |
Ĺ`ığer zerağawnefırer ofı | Erkeklik işle belirlenir. |
Ĺ`ıḣujım xar yehaku, ştapxem yeśake | Köpek yiğide havlar, korkağı ısırır. |
Ĺ`ım ziğeguserep | Erkek olan küsmez. |
Ĺ'ağem gukane faş'ıjırep | Ölene gücenme yapılmaz |
Ĺ'ağer jı ḣurep | Ölü yaşlanmaz |
Lajerem lıj mılajerem laje yehı | Çalışan et, çalışmayan dert götürür |
Lajerer jırtec | Çalışan erken kalkar |
Lajerer laje ĺıḣujırep | Çalışan kabahat aramaz |
Ĺapeće wızeşütırırer śapeće kepştejınew meḣu | Ayağınla teptiğini, dişinle kaldırıdığın olur |
Lejaće zımış'erem yiof xećırep | Çalışmayı bilmeyenin işi azalmaz |
Lejeğum; «siha šıfı ḣujığot» yao | Çalışma zamanı köpeğim insan olsaydı derler |
Ĺejığer wiḱon kehajıfe wewıyep | Mahsul ambara kanuncaya kadar senin değildir |
Ĺ'enığem jımre ćemre, değumre deyimre zexiźırep | Ölüm, yaşlı, genç, iyi, kötü ayırmaz |
Ĺ'enığem ĺ'ığe xeĺ | Ölmekte, erkeklik var |
Ĺ'enığer aha mıgoş | Ölüm dağıtılmamış paydır |
Ĺeo rışxem wiğetḣeştep | Dilenen şeyle beslenmek insana can vermez. |
Ĺeoálem gur şećı | Çok yalvaran, bıktırır |
Ĺeonım ner réşü | Yalvarmak gözü kör eder |
Ĺeonır dıcı | Yalvarmak acıdır |
Ĺeonıre, uyenıre | Yalvarmak, ağız içi yara gibidir |
Ĺepkınçer nasıpınç | Sülalesizlik talihsizliktir |
Ĺesır, şıwım fedehaşxı | Yaya, atlıya güler |
Ĺeşı nehiy uşı | Hızlıdan ziyade akıllı |
Ĺıfığe zıćamıḣorer ĺepk ḣurep | Üremeyen soy olmaz |
Ĺıfığer maşü'elığoáy | Evlat ateştir |
Ĺ'ığem yip akıl | Yiğitlikten önce akıl |
Ĺ'ıḣujır ze maĺ.e, kerabğer minıre maĺ'e | Yiğit bir kere, korkak bin kere ölür |
Ĺ'ım feder beded ĺ'ı deder zırız | Adam gibisi çoktur. gerçek adam çok azdır |
Ĺ'ıqor yawćırep | Aracı çldürülmez |
Ĺ'ır ĺepk | Erkek soydur |
Ĺış'ejım ĺış'ej pıl' | İntikam intikam doğurur |
Maćew o, bew şıe | Azkonuş, çok iş yap |
Maćew otej | Az tekrar et |
Mafer mewığoáye | Gün toplayıcıdır |
Make zimıar, wered'oál | Sesi olmayan, türkücüdür |
Maĺḣore şıdıre zefede yaoáğ | Damatla eşek birdir derler |
Maste nem yiğećın | İğne deliğinden geçirmek |
Maşe fezıṫıre, yefejı | Kuyunu kazan kendi düşer |
Maşü'em psır kéğajö, psıjöm maşü'er yeğeqoáse | Ateş suyu kaynatır, kaynar su ateşi söndürür. |
Maşü'em wıpeame wia késtı | Ateşe dokunursan elin yanar |
Mefeşüım wımış'ere, mefayem bğotıjıştep | İyi günde yapmadığını, zor günde bulamazsın |
Melaḣom ĺıḣurer, lı ćenešı | Çoban arayan , ete özeniyor |
Melaḣor be zıḣuće, melır psıxal'e meḣu | Çoban çok olursa, koyun mundar olur |
Melım yiće zıdéźıyem, pçenır fedehaşxığ | Koyun kuyruğunu kaldırınca, keçi gülmüş |
Mestanem kizığ | İğne deliğinden düştü |
Mığaser ha mığesej | Terbiyesiz, terbiye edilmemiş köpektir |
Mıjöće koáwerem koáyeće yewej | Taşla vurana, peynirle vur |
Mılejeşürer şxeriy | Çalışmayan çok yemek yer. |
Mıĺepawerem yine pĺerep | Tökezlemeyenin gözü bakmaz. |
Mır sişha, mır sipao | Bu başım, bu şapkam |
Mışem tığujır şü'eperaś | Ayıya göre kurt çok tüylüdür |
Mışem yişxırer, tığujım tıréĺha | Ayı suçu kurta yükler |
Mışer yezıpxırem bler yibǵırıpx | Ayıyı bağlayanın ,yılan bel kemeridir |
Mışü`qur kızşéfexıre ćıṕem kom şıĺıḣu' | Domuzu pelitin düştüğü yerde ara. |
Mıwıpćeşürem, yişemec śaḱo | Biçemeyenin tırpanı kördür |
Nape ziem ĺ`ığe yiı' | Onurlu olan da yiğitlik vardır. |
Nasıp ziam yiatakiy mećešı | Kısmetlinin horozu da yumurtlar |
Nasıp ziam, yiha wıš yeḣu | Kısmetlinin köpeği otlar |
Nasıpır şüzım kıdeqo | Saadet kadınla gelir. |
Nasıpır zawgoşırer pçedıjır arı | Nasip sabahleyin dağıtılır |
Nebǵırişım yaş'erer şefep | Üç kişinin bildiği sır değildir |
Neḣıj ziam wınaşö yiı' | İhtiyarı olanın istişaresi vardır |
Nem ćetır psem fed | Gözünün önündeki can gibidir |
Nem pser zıĺéşe | Göz ruhu çağırır |
Nem pser, yişöğogu' | Gözün yolu ruhtur |
Nem yequrer psem yequ | Göze layık olan cana da layıktır |
Nem yiĺeğurer şham yiwas | Gözün gördüğü başa değer |
Nem yiwızır nafe gum yiwızır şefı | Göz ağrısı açık, kalp ağrısı gizlidir. |
Nemre psemre hafı | Göz ve can emanettir |
Népe blebğećıre ofım néwış wıĺıćehajıştep | Bugün kaçırdığın işe yarın yetışemezsin |
Népere ofır néwış yemığaj | Bu günkü işi yarına bırakma |
Nepsımre, ṕastemre zedéşxı | Gözyaşı ile karışık pasta yiyor |
Ner aş şiĺeğurem réqo | Göz, gördüğü yerden yürür |
Ner déle ar blane | Göz deli, el ceylan |
Ner yaşe naper yaşefı | Göz satılır, yüz(onur) alınır |
Nerıĺeğu şıtḣur, waćıbıće wıbı | Yüze karşı yapılan övgü, arkadan yapılan yergi gibidir. |
Neşüm zı ner kéştejı | Kör, bir göze razı olur |
Netım yişha wımıṫaṫew yiĺır pş'eştep | Torbanın başı çözülmeden içindeki bilinmez |
Newıtxem yiahiy yeşxı, yimıahiy yeşxı | Uyanık, hakkını da hakkı olmayanı da yer |
Neypsıyer nasıpınç | Açgözlü basipsizdir |
Nı neṕosır wesım neh çı' zezım neh dıc | Üvey anne, titreten kardan daha soğuk, öd den acıdır |
Nı zimıam guar yimaf | Annesi olmayanın günleri dertlidir |
Nıbceğu değumre ğuneğu değumre nasıpışxo | İyi arkadaşla iyi komşu büyük nasiptir |
Nıbceğum zanćew kıwéo, ceğoğum waćıbce şéo | Dostun dosdoğru söyler, düşmanın arkandan söyler |
Nıbceğur keğotığoşüı, zıaćewbıtığoáy | Arkadaşı bulmak kolay, elde tutması zor |
Nıbceğur mefayem yağewnefı | İyi arkadaş kötü günde belli olur |
Nıbceğur wineğunc | Arkadaş aynandır |
Nıbefaĺ'e ĺ'e daxığep | Açlıktan ölen yoktur |
Nıbem har şışxen | Şiddetli karn ağrısı çekmek |
Nıbem wéátej yijaće kıpıwıpćıriy kiź yeo | Mide, dedenin sakalını kes de içime at der |
Nıbem wédeume yemıqu kıpfihışt | Mideni dinlersen ayıp getirir |
Nıbem yimıĺıme ĺer ćećırep | Aç karnına ayaklar çekmez |
Nıber otejığoşüı | Açlığı gidermek kolaydır |
Nıbğur bğasemiy haser yipĺaṕ | Bıldırcını evcilleştirsen de gözü tarlada olur. |
Nıbjiy yaowiy, kaotejewiy, aş fede zexesxığep | Hayatımda, onun gibi söz söylendiğini duymadım |
Nıdeĺf wızır ḣujırep | Anadan doğma hastalık şifa bulmaz. |
Nım kıwipesırer gunes | Annenin layık gördüğü yerindedir. |
Nım yibǵıbze yibın téferep | Annenin ilenmesi ailesine işlemez |
Nım yibınıxer zefed | Anne için çocuklar aynıdır |
Nım yiḱoć ćalem yiḱuş | Anne kucaği , çocuğun beşiğidir. |
Nım yixabzer, pḣum yibzıpḣe | Anenin düzeni, kızın mayasını belli eder. |
Nım, ĺegućetın zıfeşı' | Annene paspas ol |
Nıne zıorem wine p'éxı | Anne diyen gözünü alır (kamaştırır) |
Nıneṕosır wesımnehiy nehçı' zezem nehiy neh dıc | Üvey anne kardan sovuk, safradan daha acı |
Nıse bzacer goáşe ğewıc | Yaramaz (huysuz) gelin, kaynana oynatır |
nıse ḣupḣe kıpfaşağeme wiğewınen nıse dey kıpfaşağeme wiğeneḣun | iyi gelin evini yapar, kötü gelin evini yıkar |
Nısem wémıwıbzeme ubze kıwitırep | Geline yalvarmazsan lokma vermez |
Nısem zexixew pḣum yewışiy | Gelinin dinleyecek şekilde, kızına öğüt ver |
Nıser bğemıseme, wićaĺe kıpşü'eqodı | Gelini suçlarsan oğlunu kaybedersin |
Nıser bzaceme cenıkor meqoáse | Gelin yaramaz ise ocak söner |
Nışıpḣur nım fed, tışıpḣur tım fed | Teyze anne, hala baba gibidir |
Nışör şöw | Ana teni tatlıdır |
Of wıblağe zimıam, of wıxığe yiap | Başlanmış işi olmayanın bitmiş işi olmaz |
Of yiş'ence yiş'eğağeme, zıkariğeĺfıştığep | Çalışacağını bilseydi, dünyaya gelmezdi |
Of ziar of xafe | İşi olan, telaşı bulur |
Of zićaser of oće | İşi seven iş bulur |
Ofınçer guşıeriy | İşsiz insan çok konuşur. |
Ofınçer nasıpınç | İşsiz nasipsizdir |
Ofır keoğoşüı' şhaće şıeğoay | İşi tarif kolaydır ama yapmak zordur |
Om o kéćı | Söz sözü getirir |
Or'oáte nehiy nerıĺeğu | Dedikodudan ziyade, gördüğün |
Paćem kimıhırer jaćem kihıjırep | Bıyığın getirmediğini, sakal getirmez |
Paǵer meǵırzı | Kendini beğenmiş, bağırır duru |
Pasew pş'eme pasew kephıjın | Erken yaparsan erken getirirsin |
Pćawer zerezegowıtıne zegowıtı | Çekirge çatlayacağı kadar çatlar |
Pçedıj haćer haćeğoşüı' | Sabah misafiri, kolay ağırlanır |
Peǵenığer déle of | Kibirlenmek deli işidir |
Pḣaş'e azem mezım yiblağ | Orman marangozun erbabıdır |
Pḣaş'e azem mezır yiblağ | Usta oduncunun orman dostudur |
Pḣe ḱohım maste xeźen | Odun yüklü arabaya iğne atmak |
Pḣu deyim neha nıse değu' | Kötü kızdan ziyade iyi gelin |
Pḣur nım xeş’ıćığ | Kız anesinin aynasıdır |
Pḣur tışase kızıqoće mıjö ḣurayem zéğebıĺı | Kız babaevine misafir gelirse yuvarlak taş bilesaklanır |
pıtéućırer pıtéćıjırep | atılan iftıranın izi kalır |
Pĺeğu mıḣure ofım gur feneşü' | Sevmediğin işe gönül kör gibi bakar. |
P'o kodıyeće ḣurep | Sadece lafla olmuyur(lafla peynir gemisi yürümez) |
P'oáğer pş'ağemće ğedaxe | Söylemini, yaptığınla güzelleştir |
Pse ziam acal yiı' | Canı olanın ecelide vardır |
Psew çerem ğoguṕe öxı | Akan su yolunu bulur |
Psew çerem yiğogu xéxı | Alkan su yolunu bulur |
Psewınığem fede şıap | Sağlık gibisi yok |
Pšı aşüı nehiy şıpke dıc | Tatlı yalandan, gerçek acı iyidir |
Pšı yimıwısıme, yişxırer yiśaǵe deharep | Yalan söylemezse, yediği kursağına gitmiyor |
Psım kihıre, jıbğem yehıjı | Suyun getirdiğini, rüzgar götürür |
Psım xeĺ mıjüṫur zewtenćı | Kardeşler arasında sorunda çıkabilir |
Psım xeĺ pḣetekejiṫuriy zewtećı | Sudaki iki kütükte birbirine çarpar. |
Pšım yiğogu' ćaḱo | Yalanın yolu kısadır |
Psım yihırer kurem ĺetho | Suya kapılan çöpe abanır |
Pšım yiĺapse ĺı kıxećı | Yalanın altından kan çıkar. |
Psım yithalerem mıjöáćer yeĺeğu | Suda boğulan, çakılı görür |
Psınćew yiĺırem ćećew kéğezejı | Çabuk saldıran, kısa zamanda dönüş yapar |
Psıncım wıxaweme kıptéwıtxen | Çamura vurursan üstüne sıçrar |
Psınem wınemısew, kıpfenağer yimıqut | Çeşmeye varmadan , elinde kalanı dökme |
Psır, pse pıĺha | Su candır |
Psır, psem yinıku' | Su, canın yarısıdır |
Psır, psışham kışewtḣo | Su,su başında köpürür |
Psışhar zerıqorem psıćer réqo | Suyun başının gittiği yoldan suyun sonu da gider |
Pšıwısım nape yiap | Yalancının yüzü yoktur |
Pšıwısım yićapse ćehı | Yalancının ipi uzundur. |
Pşaşe ḣupḣem pseĺıhor yiḣoy | İyi kızın talıbi çok olur |
Pş'erer bğotıjışt | Ettiğini bulursun |
Pşerıhaće zımış`erem dağem psı xéće | Yemek yapmasını bilmeyen yağa su katar. |
Pşü'eqodırem wıĺetḣojımiy pće yiajep | Kaybettiğini yakalamaya çalışmak fayda vermez |
Ptéućıre téćıjırep | Senin için söylenenler, üstünden çıkmaz |
Qošımıĺew neḱuĺ | İçi boş sucuk |
Sabıyir oáftiy rawtırer benećırep yiwıjıće ĺıqoj | Çocuğa iş buyur arasından git |
Sabıyir yaneḣıj | Çocuk herkesten büyüktür |
Sabıyir zerımısım nasıp yiĺep | Çcuksuz ev nasipsizdir |
Sabiy bğesenıre psıner masteće yipṫıćınıre zefed | Çocuk terbiyesi iğne ile kuyu kazmak gibidir |
Sakım yićeğ tıjın ćeĺ | Dikkatin altında gümüş var |
Semerkewır şıpkem yiĺıqu | Her şakanın altında gerçek yatıyor |
Semerkewır tham yićas | Allah şakayı sever |
Sıdıre of xabziy bzıpḣe yiı' | Her iş düzeninin ölçüsü vardır |
Sıdıre ofım bzıp | Sistemsiz iş yoktur |
Šıf doğmıcır guceğunç | Huysuz (aksi) insan merhametsizdir |
Śıf ĺepkım yipse bzegu | İnsan oğlunun canı dildir |
Šıf psınćer şenıç, şen zıxemıĺır akılınç | Basit insan huysuz, huysuz insan akılsızdır. |
Šıf šıqum wıkélıştep | Küçük insanla baş edemezsin |
Šıf şöğoáler piy şef | Kıskanç insan gizli düşmandır. |
Šıfı beme yaorer şıpke | Çok insanın söylediği doğrudur |
šıfı bzacexer pıḣo pış’e wımışı’ | kötüleri arkadaş edinme |
Šıfı şüım yiṫısıṕe hazır | İyi insanın oturacağı yer hazırdır |
Šıfı şüır haće şımıć | İyi insan misafirsiz kalmaz |
Šıfıbeme yaorer şıpke | Toplum gerçeği söyler |
Šıfım xeĺıpḣer; şen daxere, oáce ş'ıće daxere | İyi insanda olması gereken iyi huy ile iyi konuşma ve davranıştır |
Šıfım yidağo yiĺeğujırep | İnsan kendi kusurunu görmez |
Šıfıme wişö waxişeniy wipse wakxişıjışt | Topluma giysin (deri) kabul ettirir canın çıkartır |
Šıfır jıkesiy, sabiy fedew meḣujı | İnsan yaşlandıkça çocuklaşır |
Šıfır mıĺ'ew ben faṫırep | İnsan ölmeden mezarı kazılmaz |
šıfır šıf ş’ıj | insansız insan yaşayamaz |
Šıfır šıfım şeguğu | İnsan insana güvenir |
Šıfışüım yiane zetét | İyi insanın sofrası kuruludur |
Šıfışüır nafe | İyi insan uğurludur |
Śığo neyipsıyer, şem yethale | Obur fareyi süt boğar |
Śığomre şüáyemre ḱonım yiĺaće ćatḣığ | Fareyle keme, yığının altını söktüler |
Śığor, yiğu şıblan | Fare kendi yuvasında aslan |
Sımacer şıĺew sımace pesır maĺ'e | Hasta yatarken, hastaya bakan ölür |
Šırğe kızerıćığem upş'e féş'ıjı | Kırlangıç çıktığı yere dudak büker |
Siceğoğur simaf | Sevmediğim uğurumdur |
Siha śakerep, sişı şütırerep wımıo | Köpeğim ısırmaz, atım tekme atmaz deme |
Siof zıḣuće, séáne zığeyejışt | İşim ras gelirse annem için ağlayacağım |
Sipşaşe kedau' sinıse zexeş'ıć | Kızım dinle, gelinim anla |
Ş`enığe lıyere senehat lıyere şıep | İlim ile sanatın fazlası olmaz. |
Şaqo qoğum hajü yaṕujırep | Av zamanı köpek büyütülmez |
Şawe yeḣoápserem, kuşeps yeğeşı | Erkek çocuk özlemi çeken beşik ipi eğirir |
Şe maće kızćećıre çemır bıwıl | Az süt veren inek çok böğürür |
Şem fedew psınćew maqo | Kurşun gibi gidiyor |
Şem yistığer şxıwım yepşe | Mumu sıcakken sık, cocuğu küçükken terbiye et |
Şenıçer nasıpınç | Sinirli insan nasipsizdir |
Şenışüır šıfıme şüı yaĺeğu | İyi huyluyu herkes sever |
Şepḣ kémıxew wes késırep | Kırağı düşmeden kar yağmaz |
Şere zexepxın nehiy ze pĺeğume nehışüı' | Üç kere dinlemekten bir kere görmek daha iyidir |
Şew pşiy, ze pıwıpć | Üç kere ölç, bir kere kes |
Şha ḱušım ćexećırer, şha psewım yiş'erep | Beynin çektiğini, yaşayan bilmez |
Şha psew, pao şıćerep | Sağlıklı kafaya şapka gerekmez |
Şha şıtḣujıre kerabğere zeblağ | Övünenle, korkak akrabadır-arkadaştır. |
Şhac yinıbceğu yişeweğu | Herkes kendine layık arkadaşı bulur |
Şhafitınığer zıdeşıem ğoguxer şıuxığ | Hürriyetin olduğu yerde yollar açıktır. |
Şhağuser, nasıp zexeğećıṕ | Eş, nasibin ayrıştığı yerdir |
Şham jer yiĺıqu' | Dil aklın elçisidir |
Şham yimıĺıme ĺer mewlewı | Kafa boşsa kan eziyet çeker |
Şhaqo zışxırem şhaj yeşxıjı | Gururlu olmayan kendini bitirir |
Şhaqom ćaqo wéğeş'ı | Onur, haykırış yaptırır |
Şhaşıtḣujır, femıf | Kendini öven , elinden bir şey gelmeyendir |
Şhaxıner behı meḣu | Tembel hepsini birden götürmek ister |
Şhaxıner tecıme, şısır psıbaşü' | Üşengeç kalkarsa, oturanda susar |
Şhaxırem yimafe ćıha | Üşenen insana gün uzun gelir. |
Şı femışüı', wane yekute | At uygun olmayan eğeri parçalar |
Şı pşefıme ko deşef | At alırsan çocuk da al |
Şı şhar blećığew, yiće wémıtḣoj | Atın başı geçtikten sonra kuyruğuna yapışma |
Şı yićağem, har yenešı | Bitkin atta köpeğin gözü vardır |
şı yićığem har ćenešı | atın hastalanması köpeğin umududur |
Şı ziar kaniy, wane ziar qoáğe | Atı olan kaldı, eğeri olan gitti |
Şıaćayer qodıjıćay | Kötü yaşam boşa giden yaşamdır |
Şıbzır zıĺ`erem şıće kışéne, şıḣur zıĺ`erem çüye kışéne | Kısrak ölürse tay bırakır, aygır ölürse gübre bırakır. |
Ş'ıće daxe nehiy guće dax | Kalp güzelliği yüz güzelliğinden üstündür |
Şıćem, şır yiğesısırep | At kuyruğu atı sallamaz |
Şıćırem yinasıp yewćı | Azan nasibini kaybediyor |
Şıdım yihıĺe, yimıkume qorep | Eşek yükünü almadan gitmez |
Şığınışüı zışığım şüıfes lıye raxı | İyi giyimli olana iyi itibar verirler |
Şıhem yibje yipiy | Geyiğin boynuzu kendisine düşmandır |
Şım tésıće zımış'erem şır réwıtı | Ata binmesini bilmeyen atı devirir |
Şım yiĺ'en, hajım yiguşü'ağu' | Atın ölümü, köpeğin sevincidir |
şım’anığem wimığeş’en şıap | yokluk herşeyi yaptırır |
Şımıanığem gur réće | Yokluk,insanı çok yoruyor |
Şımıwenew akıl şımıćenew blım | Kaybedilmeyen akıl, azalmayan mal (hayvan) |
Şımıwenew akıl, şımıćenew blım | Eksilmeyen akıl, eksilmeyen maldan daha kıymetlidir |
Şınerem şe téfe | Korkağa kurşun isabet eder |
Şıpḣu nıçem nehiy şıphu neşü' | Kör kız kardeşin olması, hiç olmamasından daha iyidir |
Şıpkağe zıxemıĺım xalelığe xeĺep | Dürüstlük olmayan kişide samimiyet olmaz. |
Şıpkenığer hıĺeşxu' | Hakikat büyük yüktür |
Şıpker dışe | Gerçek altındır |
Şıpker ğunc | Hakikat aynadır |
Şıpker karıwışüı' | Doğruluk güçtür |
Şıpker ziğoázem nasıpır yiğogu' | Doğruluk nasipin yoludur |
Şır, ziyem feşöáşew meşışı | At sahibine yakışır şekilde kişner |
Şısew yamış'erer, teciy zariğeş'ağ | Otururken bilinmeyeni, kalkıp öğretti |
şıtḣu lıyemre wıbı lıyemre zefed | fazla övmekle,fazla yermek aynı. |
Şıtḣućayere wıbećayere zefed | Çok methetmekle , çok yermek benzerdir |
Şöáşeme anah daxer wıćıte | En güzel elbise utanmadır. |
Şöáşexeme yaneh daxer wıćıt | Elbiselerin en güzeli, utanmaktır |
Şöfım yit çıǵım mezımće zéşeyi | Ovadaki ağaç, ormana meyleder |
Şöm wıxéşe guşıem wıkxéşıjı | Kıyafet itibar sağlar, iyi söz kurtarır |
şüı pĺeğurem maşü'em wıdıpehaşt | Sevdiğin ile ateşe girersin |
şüı pĺeğurer daxe | Sevdiğin güzeldir |
şüı pş'eme, şüı bğotıjışt | İyilik yapan iyilik bulur |
şüı ş'eriy psım xaź | İyilik yap suya at |
şüı wızĺeğurem widağo we kıwéo, wızımıĺeğurem wićıbće yaréo | Seni seven kusurunu söyler, sevmeyen başkalarına söyler |
şüı zıfaş'erem yemıḣonıj | Yaptığın iyiliği başa kalkma |
şüı zıpımıxıştım kıdeweh | İyilik görmeyeceğin şeyin etrafından dolan |
şüı zış`erer wıpćejırep | İyilik yapan sorarak yapmaz. |
şüıĺeğunığem téqonığe weğeş`ı | Sevgi zafer kazandırır. |
şüım dimıhıxın şıep | İyinin ikna etmeyeceği şey yoktur |
şüır mıĺ`ew pş`erep | İyi insanı ölmeden anlamazsın. |
Şüz gurmıkım, wınağor yeqodıĺ'e | Suratsız eş aileyi bitirir |
Şüzabem yiben ş'ığe | Dul kadının mezarı yapılmıştır(hazırdır) |
Şüzı bzace ziam yiwıne wımıqu' | Kötü kadına sahip kişinin evine gitme |
Şüzı bzacem habler zexeşe | Arsız kadın mahalleyi birbirine düşürür |
Şüzı bzacer ĺ'ı ğej | Kötü kadın adamı ihtiyarlatır |
Şüzı daxer, thamafe şüzı şüzı uşır, nıbjıre şüzı | Güzel kadın haftalık, iyi kadın ömürlüktür |
Şüzı değum ĺ'ı deyir değu yehuĺ'e | İyi kadının yanında kötü adam iyi adam olur |
Şüzı değum wınağor yeğepıte şüzı deyim, wınağor yeğewıneḣu | İyi kadın aileyi pekiştirir, kötü kadın aileyi batırır |
Şüzı değur wınağom yiĺaps | İyi kadın ailenin köküdür |
Şüzı femıf ziar nasıpınç | Karısı tembel olan nasipsiz |
Şüzı femıfır ĺferiy | Tembel kadın doğurgandır |
Şüzı piy neḣiy çıle piy | Eşinle küs kalacağına, köydekilerle küs kalsan daha iyi |
Şüzı şörış'ır ĺ'ı ğapš | Cilveli kadın erkeği parmağında oynatır |
Şüzı yabǵer ĺ'ı ğej | Arsız kadın erkeği ihtiyarlatır |
Şüzır değume wınağom kéoáte | Kadın iyiyse, aile söyler |
Şüzışüım yiane zetét | İyi kadının sofrası her zaman kurulu |
Şxećığere nećığere zereş'erep | Tokla açın halini bilmez |
Şxın maćer şxığoáye | Az yemeği yemek zordur |
Şxıwı ĺeum şığu ratırep | Yoğurt dilenene tuz vermezler. |
Tedıre zı ofımiy xabzere bzıpḣere yiı' | Her işin bir yolu yordamı vardır |
Tépĺharer, yihıĺ | Sırtına koyduğun yüküdür |
Ṫequ gore sığotıme, sış'eştır seş'e | Biraz zenginleşsem, yapacağımı biliyorum |
Teriy zı pçen tiı' teriy ze tıjüğeşüy | Bizim de bir keçimiz var, biz de ıslık çalalım |
Terterew tinıse tejüğewıbıj | Gelinimizi, biz bize eleştirelim |
Thaçüf yidırığe fedew zande şıs | Oklava yutmuş gibi dik oturuyor |
Thağepšır pšıće aze | Hilekar yalanda ustadır |
Thaĺeuće, zımış'erem bǵıbzeće zéşxıjı | Allaha yalvarmasını bilmeyen, ilenerek kendini bitirir |
Tham wıtréremığaf | Allah muhtaç etmesin |
Thamıćağom kécexerep yej kaqo | Fakirlik çağrılmaz, kendi gelir |
Thamıćem şxın zexeź yiap, yiğotırer yeşxı | Fakir yemek seçmez, bulduğunu yer |
Thamıćem yane fehaćejırep | Fakir anasını misafir edemez |
Thamıćem yiar, bayim yiadewad | Fakirin varlığı zenginin öte berisi kadardır |
Thamıćem yićapse bayim yeleje | Fakirin ipini zengin eskitir |
Thamıćem yiçetıw laje kéhı | Fakirin kedisi dert getirir |
Thamıćem yiwestığer, maze | Fakirin lambası aydır |
Thamıćem yiweşı bayim zeréha | Fakirin baltasını, zengin kullanır |
Thamıćemće, pçenıriy çemı | Fakir için keçi inek gibidir |
Thamıćer ćelab | Fakir çok çocuklu olur |
Thamıćer wıneğoşüı' | Fakir iyi ailedir |
Thar kawıy nıwer kiwćığ | Allah attı, nineyi öldürdü |
Thar kıfewısen | Allahın iyilik yapması |
Thar sak, şüzfesak | Tanrı korusun kendinize dikkat edin |
Tı weḣufeće, tır zıfeder pş'erep | Baba oluncaya kadar, babalığı anlayamazsın |
Tıde şıamiy şıenığem ĺıqu' | Her nerdeysen, bilgiye ulaş |
Tığer meśake weşx keşxışt | Güneş yakıyor yağmur yağacak |
Tığuj nıbe nećım haḱu réwıtı | Aç kurt fırın yıkar |
Tığujım ḱoánder feapıeğu' | Çalılık, kurda yardımcı olur |
Tığujım lı yiğotıme, psı yiğotıjırep | Kurt et buldumu su bulamıyor |
Tığujım miy fedizew sıde wipşe ğumı zıraom, se siof serserew, seş'ejı yarioáğ | Kurda neden boynun kalın demişler, kendi işimi kendim yaptığım için demiş |
Tığujım yine çıyemiy yigu çıyerep | Kurdun gözü uyusa da kalbi uyumaz. |
Tığujım, yişxığıy yimışxığıy yinıbe yiĺ | Kurdun yediğide yemediğide karnındadır |
Tığujımiy, mıhamışx yeş'ı | Kurt da yemek seçer.(her şeyi yemez) |
Tığujır mezım kıxezşıre ğabler arı | Kurdu ormandan çıkaran açlıktır |
Tığujır zıdemıhağe kulacem lı diz | Kurdun girmediği vadide et boldur |
Tığujır zıdeşıam melıme zışağepsefırep | Kurdun olduğu yerde koyunlar dinlenemez |
Tığujiṫu` yaćıb zefağezerep | İki kurt birbirine arkasını dönmez. |
Tım yixabze, kom yibzıpḣ | Babanın huyu, çocuğun modelidir |
Uşım yane gupşıs | Akıllının annesi düşüncedir |
Uşır şe mewıpćejı | Akıllı üç kere sorar |
Wane zier şesiy şı zier kenağ | Eğeri olan ata bindi , atı olan kaldı |
Waşöm dihıyiy ştığe, ćıgum kırihıxiy jüğe | Göğe çıkardı dondu, yere indirdi eridi |
Waşöm ḣerine şéş'e | Ele avuca sığmayan,çok hareketli |
Wéáne kimıĺfeğemdiy népe şe wımıqo | Kardeşin değilse günde üç kere gitme |
Wéáne kobenımiy zıkremığewıt | Güreşen annen olsa dahi yıkılma |
Wémıgupşısew wıguşıenıriy témığepsıhaw wıwenıriy zefed | Düşünmeden konuşma ile nişan almadan yapılan atış aynıdır. |
Wépĺıme kopĺıjın | Ektiğini biçersin |
Wépĺıme, kıwepĺıjın | Bakarsan, sana sonra bakar |
Wepsewıfe weguğo | Yaşadıkça ümit edersin |
Westığer yiqoseğum, ze kıdeweyejı | Lamba söneceğinde son kez parlar |
Weswıkor bzıwšıqum kéğeḣıye | Küçük bir kuş çığın hareketlenmesine sebeb olabilir |
Weşım ziatıfe pḣem zéğepsefı | Balta kalkıncaya kadar odun dinlenir |
Weşöápşe şımıaw weşx kéşxırep | Bulut yokken yağmur yağmaz |
Weştım zeréwen yeğotı | Vuracak insan, vurma aleti bulur |
Weteşhar źıriy wetećır ĺıźıj | Çekiç başını at da çekiçin sapını arkasından at |
Wı ćelafe wetḣejı | İnsan çocukluğunda yaşıyor |
Wıbayife wıpş | Zengin isen beysin |
Wıblaneme ĺ'ıhuj wıḣun | Cesursan yiğit olursun |
Wıćalefe wetḣe | Çocuk olduğun sürece mutlusun |
Wıćıte zımış'erem šıfınığe xeĺep | Utanmayandan adam olmaz |
Wıćıtem šıfır yeğedaxe | Utanma insanı güzelleştirir |
Wıdéle bğaqome, wiblağe pşü`eğeqodı | Dostuna deliyi gönderirsen onu kaybedersin. |
Wıfeĺ'en nehriy zéğaĺı' | Özenmektense , kendini öldür |
Wıfeĺ'enım neḣışüı' wiğeĺ'enır | Özendirmesinden iyidir öldürmesi |
Wıguşıe kodıyeće yikurep | Sadece konuşmak yetmez |
Wığoşenew wıfemıyeme zıpĺeh | Kaybolmak istemiyorsan etrafına bakın |
Wıkezğewşırem wiğeçıyejırep | Uyandıran uytmaz |
Wıkzamcerer kıwecejıştep | Çağırmadığın çağırmaz |
Wıĺ'ıme wiaha yamığeşx | Yiğitsen hakkını yedirme |
Wıĺ'ınımre zıbğeĺ'ınımre zefedep | Adam olmakla, adamlık taslamak bir değil |
Wınağo wımıḣow koáce wıḣuştep | Aile olmadan , köy olamazsın |
Wınağo wınaşör, zımiy femıoát | Aile sırrını kimseye söyleme |
Wıneğoáćem haće yićas | Yeni ev kuran misafir sever |
Wıneğu şhaşıtḣujır şheğewız | Övünen komşu baş ağrıtır. |
Wıneğur şıhağu zış`ırem zéğepıwıtıjı | Komşu ile ağız dalaşı yapan kendini ucuzlatır. |
Wınem zışığasiy xasem qo | Evde terbiyeni alda cemiyete git |
Wıner zığewnayeriy blağer zığeblağeriy şüzır arı | Evi zengin eden de akrabayı yakın eden de kadındır. |
Wıpḣore çetım şxın yeğotı | Eşelenen tavuk yiyecek bulur |
Wıpsewıme atakeriy ćešew pĺeğun | Yaşarsan horozun yumurtladığınıda görürsün |
Wıpşeşafe ćale ziame warinıs | Evleninceye kadar oğlu olanların gelinisin |
Wıśım ziğeşıme, meşır mebağo | Ot kıvrık olursa ekin bol olur. |
Wışıguğunır kıpşıguğunır ze şe weğu' | Güvenmek, sana güvenilmek bir atımlık kurşundur |
Wıtaşörer şöm yećı | Şımaran, zıvanadan çıkar |
Wıtéḣo yepĺiy wiĺako ğećeh | Örtüne bakta, ayağını uzat |
Wıtéḣo yepĺiy wiĺako wışxu | Ayağını yorganına göre uzat |
Wıtéhon yepĺiy pĺ'e wışxu | Örtüne bak da omuz uzat |
Wıteşöáğemre zeqoćığemre zefed | Kudurmuş ile sarhoş aynıdır. |
Wıteşöáğer yişö yećı | Sarhoş kişiliğini yitirir |
Wıthamıćew bayipḣu kemış | Fakirsen zengin kızı ile evlenme |
Wıṫume wız | Birlikteysen güçlüsün |
Wıwpćeme meku, wımıwpćeme kure | Biçersen ot (yem) biçmezsen çöp |
Wıxewkonew wıfemıyeme wıpćej | Yanılmak istemiyorsan sor soruştur |
Wızekotıme wıĺeş | Birlikteysen, güçlüsünüz |
Wızemıjere haćer gomıu' | Beklemediğin misafir, iticidir |
Wızemıjıre guşıer şe neşü` | Beklenmeyen söz kör kurşun gibidir. |
Wızemısağem wıfesemegu' | Alışmadığın şeye solaksın |
Wızemışḣorem, şho kıkoćı | Ummadığın taş baş yarar |
Wızewıpćıjın wımığotıme wipeoj ğeṫısiy yewıpćıj | Danışacak kimsen yok ise, şapkanı koyda danış |
Wızewıpćıjın wımığotıme, wipeoj ğeṫısiy yewıpćıj | Soracağın kimse bulamazsan , eski şapkanı oturt da sor |
Wızğeĺ'eşt wızır wiĺı xeĺew keḣu | Öldürecek hastalık, doğuştan kanındadır |
Wızğeqotejınew zımış'erem, haće wıfemıqu' | Seni uğurlamasını bilmeyene misafir gitme |
Wızıdehaşxırer kıbdehaşxıjı | Güldüğün kimse de sana güler |
Wızığeşxırem wıricağu' wızğeğırem wırićas | Seni güldüren senden hoşlanmayan, ağlatan ise sevenindir |
Wızıme wışımıax | Teksen yoksun |
Wızımıatışt kutamem wıtémıwçü' | Seni kaldırmayacak dala basma |
Wızımıĺıterer, wımıĺıtej | Sana değer vermeyene değer verme |
Wızır bzeceşı' | Hastalık arsızdır |
Wızır qojığoáy | Hastalık çok zor gider |
Wızır weşı nemće kaqo, maste nemće meqojı | Hastalık balta gözü ile gelir, iğne gözü ile gider |
Wızışımğoázem wıfe semegu' | Öğrenmediğin şeyesolaksın |
Wızışımığoázer guğu | Bilmediğin şey, sorundur |
Wızışışır meşışı | Ailen seninle hisseder |
Wızicağom çöáke zejü wıréğçö | Seni sevmeyen ayağına dar ayyakkıbıya sokar |
Wızicağor wiĺako képĺı | Seni sevmeyen ayağına bakar |
Wızićasem psem wıféğade | Seni seven canına benzetir. |
Wızićaser wişha képĺı | Seni seven başına bakar |
Wızĺıtere ĺıtej | Sayanı say |
Wızşamış'erem şığın wızşaş'erem akıl | Bilinmediğin yerde giysi , bilindiğin yerde akıl |
Wızşaş'ejırem, haćaṕe wımıqu' | Tanındığen yere misafir gitme |
Wızşıhasırer kıpşhasıjın | Korursan korunursun |
Wızşımıtḣuj,wışüıme wıkaş'en | Övünme, iyiysen seni bilirler |
Wızşışım fede şıep | Aile gibisi yok |
Wi şüzı wipiyin nehiy keralığor wipiyime nehışüı' | Devletle küs olmak, hanımla küs olmaktan iyidir. |
Wia değezaćeme wişha şıfej | Elin yağlıysa başına sür |
Wiaye ćewıḣumew, wişüı wımığehaku | Kötülüğünü gizleyip, iyiliğini havlatma |
Wibınıre wiblağere wımıpç | Ailenle dostlarını sayma |
Wićale zerebğas, wiĺ'ı zeresağ | Çocuğun eğittiğin, kocan eğitildiği gibidir |
Wićeleğum wetḣe | Gençlikte yaşıyorsun |
Wigu rihırer aşüı | Beğendiğin tatlıdır |
Wigu şüı yimıĺew şüı kıbdeḣuştep | Kalbinde iyilik olmadan, iyilik bulamazsın |
Wiğuneğu şüıme, yifemebjıme kıptıréha | İyi komşu komşuyu etkiler |
Wiğuse wışıguğew mışem wémıben | Arkadışına güvenip ayıyla güreşme |
Wikarıw yepĺıriy wihıĺe şte | Gücüne göre yükünü al |
Wimıam, wıfaĺ'e | Sende yoksa özenirsin |
Wimıć wimıs wisew sıkimığehaj | Dışarı çıkma, evde otuma, evde kaldığını görmeyim |
Wimıćaler bğewıcımiy, yane kéceme qojın | Çocuğun olmayanı oynatsan da anası çağırınca gider |
Wimıxeğegur nıneṕ`osım fed | Senin olmayan vatan üvey anne gibidir. |
Winı kimıĺfığer pşep pşı kimışağer winısep | Annenin doğurmadığı kardeşin değil, kardeşinin evlenmediği gelinin değildir |
Winıbceğu' wiğunc | Arkadaşın aynandır |
Winıbceğuj yişef winıbceğućem yemıoát | Eski arakadaşının sırrını,yeni arkadaşına söyleme |
Winıse wigu yebğeme, wipḣu yešaš | Gelinine kızdığında, kızına darıl |
Winiṫu yaxazımiy wışımıguğ | İki gözünden birisi bile olsa da, güvenme |
Wiof ṕaĺe yemıt | İşine süre verme |
Wiof zıxemıĺım wibelağe xemıs | Senin ile ilgili olmayan işe karışma |
Wipiy ğepiy, wiblağe ğeblağ | Düşmanını düşman, dostunu dost bil |
Wişö fıtépxıjımiy hawliy | Onun için parçalansanda boşuna |
Wiyinı yeğaoriy, wišıqu yeğeotej | Büyüğünü konuştur, küçüğün tekrarlasın |
Wizicağom wéğeguşü'e, wizişüımiy wéğeğı | Sevmeyenin sevindirir, dostun ağlatır |
Xabze zımış'erer ş'ıćay | Adet bilmeyen yaramazdır |
Xabzem peblağe dede wıḣume wistışt, peçıje dede wıḣume wıdıkışt | Adetlere çok yakın olursan yanarsın çok uzak olursan donarsın |
Xabzer ğaş'em kıxećı | Adet,yaşamdan çıkar |
Xasem yiorer xabze, xabzem yiorer bzıpḣ | Cemiyetin dediği adet, adetin dediği ölçüdür |
Xeğegu zimıajır tede şıamiy çıa şeĺ'e | Vatansız kalan nerede olursa olsun üşür |
Xepĺıherer ahenç | Seçici olan nasipsizdir |
Xet ya neḣ daxer zaom hadepçemıum yişha kıriğeşığ | En güzel kim denince, kaplumbağa başını çıkartmış |
Xetiy yinasıp, yiupe us | Herkesin kısmeti önündedir |
Xıće zımış'erem gupçe śaḱo | Bimesini orağı kördür |
Xım şımışır kıxéźıjı | Deniz kendisinden olmayanı dışarı atar. |
Yafemığaserer ğesećeaz | Terbiyesiz, usta terbiyeci geçinir |
Yaje zeumćew yaguxeĺ zereş'erep | Ağız birliği olmadan istekleri belli olmaz |
Yaĺeğure pstewır yaotejırep | Her görülen şey söylenmez. |
Yamığesağer feğesejırep | Terbiye edilmemişi, terbiye edemezsin |
Yamığeṫıĺırer kaştejırep | Bir yere koymadın ise bulamazsın |
Yamıorer yaotejırep | Söylenmeyenin rivayeti olmaz. |
Yane yepĺıriy, yipḣu kaşe | Anasına bakda kızını al |
Yane yixabze yipḣu yibzıpḣ | Anasının huyu, kızının modelidir |
Yaorer kesı, xaş'erer kećı | Söylenen gelir, ekilen yeşerir |
Yape azerem çüne réćı | Acemi usta öküz gözü çıkarır |
Yapere guşıe nehiy, yaṫ'onere guşıe | İlk sözden çok, ikinci söz |
Yaşığu ṕaste zexeĺ | Aralarında geçmişe dayanan hukukları var. |
Yawbırer bısım ş'ı | Karalanana misafir ol |
Yaxemıhağemre, kamıĺfığemre zefedex | İnsan içine girmeyenle, doğurulmamış birdir |
Yaxemıharer xebzenıçe | Topluma karışmayan adet bilmez |
Ye pş'ew şüı wışımıguğ | Kötlük yapıp, iyilik umma |
Ye zış'erem ye fışıĺ | Kötülük yapan kötülük bulur |
Yeğaş'em şıpker o sıd sıoğağer p’ow of wıxefejınep | Daima doğruyu söyle,ne demiştim acaba demezsin |
Yeğelıyer délağe | Aşırılık deliliktir |
Yeğezığer wipıyimiy deapaı' | Düşmanında olsada olana yardım et |
Yem ĺıḣurer yem yehıjı | Kötülük arayan, kötülükle yok olur |
Yem umıćağem, şüır yiş'erep | Kötüye rastlamayan, iyiyi bilmez |
Yem wıpemıqu' kaqome zışıwḣum | Kötüye karşı gelme, gelirse kendini koru |
Yemıne zerıharem, zıgore kıréne | Kolera, girdiği yerde bir şey bırakır |
Yemınem kélıjiy, telawım yihıjığ | Kolerayı atlattı, vebadan gitti |
Yemzeş yiof kıdeḣu | Usanmayanın işi rast gider |
Yepĺıxıy kaşe, depĺıyiy daqo | Aşağıya bak al, yukarı bak git (evlenecekler için) |
Yer kızerıćırer ćenće zan | Kötülük bir yumurta zarı kadar sebepten çıkar |
Yes'opetew şawe kéĺfı | Söylediğim halde tersini yapıyor |
Yeweme yeweme zeraome zeraotejew | Bir varmış bir yokmuş, eski zaman içinde kalbur saman içinde |
Yi be neḣıy yişüı' | Çokluğundan ziyade iyiliği |
Yi hayere, yi usıre zexeĺ | Dışkısı ile yediği karışık |
Yi nıbjıku şeşınejı | Gölgesinden korkuyor |
Yiakıl fed yiguşı'iy | Konuşması aklı gibi |
Yiam yiće yiş'ejırep | Varlığının haddi hesabı yok |
Yibem şepaste fepş’ımiy nećı, cenaće fepş’ımiy pšane | Öksüze, sütlü çorba yapsan da açıtır, entari yapsan da çıplaktır |
Yibem, yiben ş'ığe | Yetimin kabri hazır |
Yićırem kıréha, kiharem kıréne | Çıkan içeri getirir, giren bırakır |
yigu pağe | canı sıkılmış |
yiğepen | meraklı |
Yiğom o, yiş'eğum wızećemıqu' | Vaktinde söyle, vaktinde yap |
Yiğom pş`erer tḣağo | Zamanında yapılan şey mutluluk getirir. |
Yiğor daxe | Zamanında yapılan şey güzeldir |
Yilejaće fed yilejığe | Kazancı çalıştığı gibi |
Yimıam répaǵe | Sahip olmadıkları ile böbürleniyor |
Yimıĺew meĺate yimıtew meğutha | İçinde yokken zıplıyor, sidiği yokken işiyor |
Yinaṕo yićırem yinaṕo yeğo | Haddini aşan belasını buluyor |
Yine haşö ćebzağ | Ne dersen , ne söylesen utanmaz |
Yinım yiorer, šıqum ćéotećıjı | Büyüğün söylediğini, küçük tekrarlar |
Yiore yiş'ere zetéha | Dediği ile yaptığı uyuşuyor |
Yioştım pıç fiş'ırep | Söyleyeceğini esirgemiyor |
yipe değezıyağ | havalı |
Yiqutırer yiḣojırep | Dökülen (sıvı için) dolmaz |
Yiše yeşxıjı | Çok fakir,imkanları kıt |
Yišem fedew yişh | Yaşamı kendisi gibi |
Yiş zışü'eqodığem yithaqume, ĺebjeuf maker yićıştep | Atı kaybolanın kulağından nal sesi çıkmaz |
Yişı başe çeştep | Atı fazla koşmaz |
Yiwane téĺ | Eğerlenmiş durumda |
Zafem, xabzer yitéĺh | Tertibin, adetler ekidir |
Zaweşüıredeweşüıre şıep | İyi savaş iyi dava yoktur |
Ze ĺepewerer nabǵe, ṫo ĺepawerer neşü | Bir kere tökezleyen şaşı, iki kere tökezleyen kördür |
Ze p'oştım ṫo yegupşıs | Bir söyleyeceğini iki düşün |
Ze wıpćen, ṫo wıpćen yaşenerem wıxepćen | Bir atlar, iki atlarsın üçüncüsünde batarsın |
Zećemiy yateşhauĺ'er psewınığer arı | Herşeyin başı sağlık |
Zedepşxırer aşüı, zedepş’erer şıexı | Beraber yenen yemek tatlı, beraber yapılan iş çabuk |
Zefemdiṫu ğogu téhaxerep | Fikri ayrı olanlar birlikte yola çıkmaz |
Zegurıom yaof psınće | Uyumlu olanların işi hızlıdır |
Zekoşiṫum yaqoáće zefed | Kardeşlerin yürüyüşü aynıdır |
Zekot ḱupır mıkutejın pıtaṕ | Birlik yıkılmayan kaledir. |
Źem xıme xetep | Orduda yabancı olmaz |
Źemće maće, haćemće bao | Ordu için az, misafir için çok |
Zeptırem kıwétıjı | Verirsen alırsın |
Zeremıĺeğuxeme zefaĺ'ex zereĺeğuxeme zereĺ'ıx | Görüşmeyince birbirlerini özlerler, görüşünce kavga ederler |
Zeşığor ĺıfiy, guzejöğur kiĺfığ | Can sıkıntısı doğum yaptı, telaşı doğurdu |
Zeşiṫur zeşışınejırep | Kardeşler bir birinden korkmaz |
Zewepĺehı zepıtıme neşü, wıçe zepıtıme laşe weḣu | Devamlı bakınırsan kör, devamlı koşarsan topal olursun |
Zı hare zı ĺ'ıre kemınağeme | Kanımızın son damlasına kadar |
Zı kerabğem, źe pıstewıriy yeğeqodı | Bir korkak, bütün orduya kaybettirir |
Zı šıfım, yišeṕonığe yejım, yideğunığe, adrexem yau' | İnsan azgınlığını kendisine, iyiliğini başkalarına söyle |
Zıgorem femıazer, hadrıxem rağeharep | Elinden iş gelmeyeni öbür dünyaya kabul etmezler |
Zıkepş'ejıme zıkeweştejı | Kendini bilirsen, kendin olursun |
Zıĺ kıpfemıwızırem wiwızı yemıoát | Senin için üzülmeyene ağrını söyleme |
Zım yigukaw zım yiguşü'ağu' | Birinin üzüntüsü, birinin sevincidir |
Zımıĺećırer beşeçı | İmkan sahibi olmayan çilekeştir |
Zınem nehiy zıner neh az | Göz, gözden keskindir |
Zıpĺehiy ṫısı gupşısiy psaĺe | Bakında otur,düşünde konuş |
Zış`en zımış`erem mafem westığer xéğane | Ne yapacağını bilmeyen gün ortasında lamba yakar. |
Zış'erem nehiy yepĺırer neh az | Bilenden çok,bakan daha ustadı |
Zışışır yiğeğoáşerep | Aslını belli ediyor |
Zışıtḣuxerer keğaniy, yawıbırer kaşte | Övüleni bırak da kötüleneni al |
Źıwe neć, zandew wıçürep | Boş çuval dik durmaz |
Zıxamıorer téciy psı yeşüáğ | Değer verilmeyen kişi kalkıp kendi suyunu içmiş. |
Zıxemıḣorem xećı, zıxećırer mewıxı | Artmayan ekilir, ekilsen tükenir. |
Zızğegusağer ahançe | Küsen paysız kalır |
Zızğeguserem yiaha haus meḣujı | Küsenin payı köpeğe yem olur |
Zızğeguserer ahenç | Küsen hisesiz kalır |
Ziam aciy yiş'ıć | Zenginin çok iş yapışı vardır |
Ziam ofır zéşü'éğećı | Varlıklı olan iş bitirir |
Ziape mıazem, yiĺape mızağ | Acemi sakin çalışmaz |
Zibılım qodırem gunehişe yeğaḣe | Hayvanı kaybolan , çok günah alır. |
Zibın terezew zımığaserem nepsıće yepşınıjı | Çocuğunu terbiye etmeyen, bedelini göz yaşı ile öder |
Zibın zımığesejırem, nepsće yepşınıjı | Evladını eğitmeyen gözyaşı ile öder |
Zibze pıtem nasıp yiı' | Ağzı sıkı olanın talihi iyi olur. |
Zićıfe pıtéĺım yimake ĺeş | Alacaklının sesi gür çıkar |
Ziçezıwım pş'ağem fede şıap | Zamanında yapılan şey gibi yoktur |
Ziçöáke zejüm, yidunaye zejü | Ayakkabısı dar olanın dünyası dardır |
Zigu perem aciy yiş'ıć | Canı sıkılan çok şey yapar |
Zigu şüı yimıĺım, yişha şüı kéḣuĺ'erep | Kalbinde iyilik olmayan, iyilik bulamaz |
Zigu şüım yineguy şüı | Kalbi temiz olanın yüzüde temiz |
Ziguğu pş'ırer pçeuşham us | İti an, sopayı eline al |
Ziguğu yaş'ırer ĺ'ağep | Sözü edilen ölmüş sayılmaz |
Ziguşıe ćećım yibze aşüı | Sözü kısa olanın dili tatlı olur. |
Ziguşıe nafem yinape fıjı | Sözü açık olanın yüzü ak olur. |
Ziğo blebğećırem wıćehajırep | Zamanını kaçırdığına yetişemezsin |
Ziko qodığem yiko yidırǵı make yithaqume yit | Çocuğu kaybolanın, kulağında oğlunun iniltisi vardır |
Ziḱu yisım yiwered kéo | Arabasına bindiği kişinin türküsünü söyler |
Ziĺ`eğu kesırem şen ğeş`eğonxer kéşte | Eceli yaklaşan yeni huylar edinir. |
Zimığo, haćer guyix | Zamansız misafir korkutur |
Zinegu kabzem, yigu kabze | Yüzü temiz olanın, kalbide temizdir. |
Zinehıj yedeurem yiof meqoáte | Yaşlısını dinleyenin işi rast gider |
Zinıbceğu maşe fezṫırer maşem yefejı | Akranının kuyusunu kazan , kuyuya düşer |
Ziof yeguğurer tığem yipe ketecı | İşine özenen güneşten önce kalkar. |
Zişha wase fezımış'ıjırem, wase yiep | Kendine değer vermeyen, değersizdir |
Zişüzı ĺ'ağem yiwıne yićeĺenıko gowı | Karısı ölenin evin duvarı yıkık |
Zitış blağem ğogu çıje réqo | Kardeşine yakın olan uzak yolu kateder |
Mır sişha mır sipao | Bu başım, bu şapkam, hepsi bu |
Ze mış'eğuće zećeriy yaşeğupşejışt | Bir kere yapmasan hepsini unuturlar |
Bzıĺfığem yi akıl yicenaće şiz | Kadının bazen aklı havalarda |
Wiha wizéhakuće çıleriy ḱéhakuşt | Sen değer vermez isen kimse değer vermez |